İşte, kızıma yazdığım mektup tadındaki doğum hikayem:
27.Eylül.2013 Saat 17:00 civarı
Biricik kızım…
Mayısın son haftası hem senin hem de bizim için daha uygun
olacağını düşündüğümüzden Bahçeşehir’e
taşındık. Fakat devam ettiğimiz doktorun karşıda olduğu için doğumunu da orada
yapmalıydık. Sen gelmeden önceki haftalarda bazı günler işe gidiyor, bazı
günlerse ananen teyzen ve abinle dışarı çıkma planları yapıyorduk. Bu hem benim için hem de
senin için iyi oluyordu.
Artık son günlerin heyecanı bastırmıştı ve hep ne zaman,
nasıl geleceğini nasıl şeyler yaşayacağımızı düşünüyorduk babanla. Belirti
olacak mı, gece mi
gündüz mü, baban yanımızda olacak mı, hastaneye kaç dk da
nasıl yetişiriz…
27.Eylül Cuma günü birkaç günden beri isteyip ananen ve
teyzene hadi kamelyada çay keyfi yapalım diye söylemelerimden planımızı yaptık
ve çay saatini evin bahçesinde yapalım
dedik. Çok rüzgarlı bir hava vardı. Adeta çay bardaklarımız uçacaktı. Kısır,
lokum, kek, salata menümüz oldukça lezzetliydi. Ama abinin sarıp sarmalanmış rüzgardan korumaya çalıştığımız o hali gözümden gitmiyor.
Saat 5 civarı baban arayarak yolda olduğunu 5-10 dk ya eve
geleceğini söyledi. Ben birden bir şeyler hissettim ve teyzene yukarı çıkalım
mı dedim. Teyzenle yukarı çıktığımızda çok korktum hemen doktorunu aradık. Bize
hemen gelmemizi ve kontrol etmesi gerektiğini söyledi. Yaklaşık 1 saat sonra
hastaneye vardık.Doktorun muayne etti ve senin çok yaklaştığını, 48 saat içinde
gelebileceğini ve NST ye bağlayacaklarını söyledi. Kendisi çıktıktan sonra
nöbetçi doktor ve ebeyle doğum katına çıktık. Yaklaşık yarım saat NST ye bağlı
kaldık fakat bir sancı görünmüyordu. Nöbetçi doktor 2-3 saat sonra tekrar
gelmemiz gerektiğini yeniden kontrol edeceğini söyledi. Fakat 2.NST de de sancı
olmayınca eve gidebileceğimizi söyledi…
Suyunun Gelmesi
28.Eylül.2013
Saat 22:00 Civarı…
Çok uzun zamandır babanla sabah namazlarından sonra
yatmıyorduk. Biraz keyif yapmak, biraz da zamanın kıymetini bilmek için. Saat
sabah 8 gibi teyzenleri arayıp kahvaltıya geleceğimizi söyledik. Öyle ki Cuma
günü bizi o halde apar topar hastaneye giderken gören Ömercik hala gözümün
önündeydi. Onu çok görmek istiyordum. Teyzelik böyle birşeydi büyüdükçe daha
çok bağlanıyorduk birbirimize…Hep birlikte kahvaltı yaptıktan sonra eve geri
geldik. Akşama kadar babanla oturduk, film izledik ve karşılıklı keyif yaptık.
Sabah için plan yapıyorduk, oysaki senin planların başkaymış.. tam yatacağımız sırada suların gelmeye başladı, durmuyordu.. Baban
hemen doktoru aradı ve hastaneye gitmemiz gerektiğini doğumun başladığını bize
söyledi. Bavulumuz, eşyalarımız hazırdı. Son kontrolleri yapıp hastaneye yola
çıktık. Daha da artarak devam ediyordu. Hastaneye vardığımızda nöbetçi doktor
kontroletti, doktoruna rapor verdi ve NST ye bağladılar. Doğum başlamıştı ve
artık hastaneye yatışımız yapılmıştı.
Bu durum yaklaşık %8 oranında olurmuş. Sabaha kadar NST de
kaldık fakat hiçbir sancı belirtisi olmadı. 9 ay boyunca her şekilde normal
doğuma hazırlamıştık kendimizi.Ta ki doktroun gelip, suyun gelip sancının
olmamasında bir sıkıntı olduğunu ve sezeryana alınmam gerektiğini söyleyene
kadar. O an kendimi çaresiz hissettim. Baban metanetli olup Allaha teslim
olduğumuzu ve hakkımızda hayırlı olan için dua etmemiz gerektiğini bir kez daha
hatırlattı. Hemen teyzenleri arayıp
söyledik ama yetişmeleri imkansızdı..
Böyle olacağını hiç aklımızın ucuna bile getiremezdik. Seni
hep normal doğumla bekledik. Hep normal doğumla kucağımıza alacağımızı hayal
etmiştik. Ama senin hayatınla ilgili en küçük bir sıkıntı varsa bunların
hiçbirinin bir anlamı yoktu. Ve benim suyum bitmişti, ancak sancı yoktu sen
gelmek istiyordun ama bir sorun vardı ve gelemiyordun bebeğim…
29.Eylül.2013 Pazar
Saat:10:00
Doktorumuz artık daha fazla bekleyemeyiz dedi, ve teyzen,
ananen,abin ve enişten yetişemeden onları bir kez göremeden ameliyathaneye
doğru gidiyorduk. Baban şaşkın, ben şaşkın. Babanın ameliyathaneye ısrarla
gelme isteğine karşı maalesef olmadı,
izin vermediler ve baban dışarıda kaldı sen ve ben içeri girdik. O kadar zor bir
andı ki üçümüz için de. Bir yanda seni biraz sonra kucağıma alacak olmanın
mutluluğu, bir yanda istemeyerek sezeryanla seni dünyaya getirecek olmam, bir
yanda ananeni görmemiş olmam, baban orada biz içeride…
Ameliyathane çok soğuktu, zaten ağladığım ve moralim çok
bozulduğu için daha da soğuk geliyordu. Epidural olmak istedim. En azından
böylece seni hemen koklayıp kollarıma alabilirdim. 4 kere epidural denemesi yaptılar, fakat
başarılı olamadılar. Bacağımı hissetmemeye başladım ve korktum, genel anestezi
yapılmasını söyledim bir daha deneyeceklerini söylediler fakat buna izin
vermedim. Çünkü ters giden birşeyler vardı ve
bacağımın uyuştuğu o an seni daha sonra kucağıma alamama korkusu birden
aklıma geldi. Ve genel anesteziye geçildi… Benhala ağlıyordum. Ve o an ebe
Hürcan’a ben hissetmesemde kendimde olmasamda bebeğim doğar doğmaz koynuma yatırın beni koklatın dedim. En son
hatırladığım buydu ve tekrar tekrar bunu söyledim ve Hürcan ablandan o sözü aldım…
Saat:10:36
Saat: 11:30 Civarı…
Sen çoktan dünyaya gelmişsin ve babacığınla buluşmuşsunuz.
Seni ameliyathanede bekleyen babacığınla birlikte bebek odasına gidip
ölçümlerin bakımların yapılmış,ve baban bir yandan seninle hasret giderirken
bir yandan da fotograflarını çekmiş. O sırada ananen, teyzen, abin ve enişten
de hastaneye gelmişler ve bebek odasının kapısından sana bakmışlar. Biraz zaman
sonra benim çıkacağım haberini alarak ananen ve babacığın ameliyathane kapısına
inmişler, teyzen, abin ve eniştense senin yanında kalmışlar.
Ameliyathaneden çıkmadan önce ayılırken hatırladığım şey
tekrar tekrar bebeğim nasıl diye sormaktı. O an çok fazla acı çekiyordum ve
merak ettiğim tek şey sendin bebeğim. Ameliyathaneden çıkınca karşımda baban ve
ananeni hatırlıyorum. Babana bebeğimiz nasıl dedim “çok sağlıklı çok güzel aynı
sana benziyor” dedi, bir yandan acım bir yanda seni düşünmek. Ve o an baban da
ananende bana bakıp ağlamışlar..
Saat:12:00 Civarı
Seninle buluşmamızın kavuşmamızın tam zamanı aslında bundan
tam 9ay 9 gün önceydi. 9ay boyunca anneni hiç üzmemiştin, bir kere bile bir
sıkıntım olmamıştı. Ve şimdi koklaşmamızın birbirimize değmemizin zamanı
gelmişti. O tarifi imkansız duyguyu anlatmak ne mümkün şimdi bile hatırlamakla
hatırlamamak arasındayım. Çünkü insan böyle güzel bir duyguyu sadece bir kez
yaşayabiliyor o büyülü an’ı ve sonraki hatırlamalar hep kalıyor..
Hayal gibi doktorunun odamıza gelip nasıl olduğumu sorduğunu
hatırlıyorum. Herşey yolundaydı şu an. Ve dediği; sen normal doğumla gelmek
için çok uğraşmışsın ama kordon boynuna dolanmış ve biraz daha zorlansaymışsın…
Neyse .. Herşey geçti ve artık ne mutlu ki üç kişilik bir aileyiz.
Akşam..
O kadar çok ağlamıştın ki hemşire artık mama verelim çok
ağlıyor diye yanımıza gelmişti. Baban da ben de kesinlikle istemiyorduk ne mama,
ne emzik, ne biberon… sütüm dışındaki her şeyden Rabbimiz izin verdiği sürece
seni uzak tutacaktık. Sadece anne sütünü almak istiyorduk. O gece üçümüz
birbirimize alışmaya çalıştık, üçümüz de çok yorulduk ama başardık! Bir babanın
kucağında bir benim koynumda geceyi geçirdik.
01.Ekim.2013 Salı
Bugün hastaneden çıktık ve evimize geldik.
Evet! Artık 3 kişilk bir aileydik! Rabbimize şükürler olsun!
Evimizin bir tanesi artık yanımızdaydı!
Gel gör ki,baban o kadar çok hasta olmuştu ki seni kucağına
bile alamıyordu. Ananen de yanımızdaydı ve üçümüzde hep yanımızda olsun
istiyorduk! Ananen; anne kokusuydu, güvendi, mutluluktu, iyi ki yanımızdaydı..
Şimdi ve bundan sonraki günler en çok söyleyeceğim cümle buolacaktı sanırım
“Anne Olunca Anladım!”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder